Flora

2010

Ölü bir yaprak düşüyor,

Şimdi kucağında yerin…

Kardeşleri fırtınaya tutunmuş, yürüyor,

Göç ediyorlar ufka…

Rüzgâr diliyor tüm özrünü daldan,

Kırılsa da çoktan, yatıyor upuzun.

Yaşlı okyanus cayır cayır öksürüyor, 

Alev kusuyor hastalıktan.

Üzerinde yürüyen beş ufak cadı,

Kıkırdıyor zevk ve hazdan…

Aferin kırlar prensi, ters düşmüş bir kabuk,

Ve içine sığınıp, yatacak bir sincap.

Korkuyor artık, sedeflenmiş gözleri,

Uyanma bir daha, uyu hep uyu…

Yerin dibinde bu sefer,

Keskin bir ses var,

Durgun yeri heybetle saran,

Ki “cehennem türküsü” der hayalci mısralar.

Afyon çekmiş gibi mutlu,

Yeni dünyalar düşüyorlar yere semadan.

Her biri öfkeden yeri kazıyor,

En derini arıyor, kaçarak göğün uzmanından.

Büyük bir savaş başlamış cihanda,

Umuru mu, uçuyor mutluluktan bir peri,

Uçurumda, bir oyun sanıyor her şeyi,

Saklanmış diğerleri çoktan yitik,

Habersiz zıplıyor heyecandan.

Maviler kraliçesi vedasını çoktan yapmış,

Kızıl öfke selamlıyor ardından.

Ne de olsa her şeyin kalbi kızıla çalar,

O yüzden açıktır sona bu buhran.

Her şeyin sustuğu o anda,

Kırmızı bir huzur, devrin sonunu haykırıyor,

Ve “ben sessizliği seçtim,” diyor,

Bir dakika sonra insandan…

© U. U.

error: