Mutluluk Tapınağı

03/2016

Kendimizi bir savaşçıya benzetiriz oysa savaştan nefret ederiz. Bu ölümü durdurmak için birkaç kişiyi öldürmeye benzer. Aslında durum biraz farklıdır. Çünkü bir şeyi istemekle umut etmek ayrı yaşantılar doğurur. Savaş arenasında kendi varoluşumuzun en temel taşını ararken evrenin temel kanununu en baştan koyarız. “Barış gerekli”, “Herkes mutlu olsun” deriz. Kendimiz mutluluğu bir türlü bulamayız, hep kendi savaşımızdan dertleniriz. Oysa kendimizle barışmayı hiç düşünmeyiz. Çünkü kazanılacak bir zafer bize barıştan çok daha cazip gelir. Lakin asıl zafer barışın kendisidir.

Okumaya devam et “Mutluluk Tapınağı”

İkiler Aynası

03/2017

“Göğün derinliklerinde yine bir ses var, durgun havayı heybetle saran. Şeytanla meleğin dansı der buna birkaç dilsiz ozan”. Tüm bilgeler arasında çok azı İkiler Aynası’nı bilir. Bunlar lanetli Zühre’nin dev aynası gibi ne sevdiceğini gösterir ne de rüyalarda gezen Mashera’nın aynası gibi geleceği. İkiler aynasında tıpkı hayatta da olduğu gibi bir hakikat vardır bir de yalan. Hikâyesinin yaratılıştan öncesine ulaştığı söylenir. “Yaşlı, bastonuna dayanmış, yorgun bir savaşçıdır zaman. Onun bile çocukluğu gençliğiyle harp edermiş durmadan”.

Okumaya devam et “İkiler Aynası”

Maskın Ötesi

Güneş söndü… Ölüm bile kendinden geçmişti o gece. Peşime takıldı kasırgalar.. Sana ulaşmaya koyuldum. Karşına dikildiğimde adını yitirmişti korku. Artık bana aittin Rye.

Sonsuzluk Barı

Üç başlı mızrağın altında yatan tanrı Ouga, mızrağın sahibi insan savaşçı Dshela. Alışık olunmayan bir tabloydu bu. Kapitalizmin yok oluşunu simgeliyordu besbelli. Tablonun dört bir yanına sıçramıştı tanrı kanı, simsiyah petrol gibi kaplamıştı tablonun çehresini.

© U. U.

error: