03/2016
Kendimizi bir savaşçıya benzetiriz oysa savaştan nefret ederiz. Bu ölümü durdurmak için birkaç kişiyi öldürmeye benzer. Aslında durum biraz farklıdır. Çünkü bir şeyi istemekle umut etmek ayrı yaşantılar doğurur. Savaş arenasında kendi varoluşumuzun en temel taşını ararken evrenin temel kanununu en baştan koyarız. “Barış gerekli”, “Herkes mutlu olsun” deriz. Kendimiz mutluluğu bir türlü bulamayız, hep kendi savaşımızdan dertleniriz. Oysa kendimizle barışmayı hiç düşünmeyiz. Çünkü kazanılacak bir zafer bize barıştan çok daha cazip gelir. Lakin asıl zafer barışın kendisidir.
Okumaya devam et “Mutluluk Tapınağı”