Nida-yı Taaccüb

2008

Alnımdan süzülen kanla artık yoruldum,

Gece adlı bir hayaletin dolandığı bir diyarda duruldum.

Aklın nefsimle bir el kumar oynadığı zamanda, doğruldum.

Kaybedeli seni yaz yağmurum…

Bir nefes, bir sıhhat dilendim,

Kaybedeli seni, şans pulum…

Bir maça beyi veya sinek oğlanı buldum

Cebimde, üstünde sızlanan pirelerin gezindiği…

Okumaya devam et “Nida-yı Taaccüb”

Cennetteki Sevgilim

2008

Tanrıdan dilerim,

Açılmayan gözlerle yatasın ebediyen,

Solgun örtülü hayaletler yanından geçerken…

Yalancı ışığıyla yanan ateş, gizemli ayın altında

Sana uyandım, açılan penceremde, görünen korkunç gecede.

Ve serseri yellerin ağaç tepelerinden gülerek atlamasıyla irkilip doğruldum.

Açık yüreğinin verdiği bana, olmayan perdesiyle, asil gözünün yanında sana ulaşmaya koyuldum.

Okumaya devam et “Cennetteki Sevgilim”

Luna

01/2011

Üzerimde eflatun yıllar, altımda gelecekten fısıltılar,

Haliyle eskimiş paltom, delik ceplerim, içinde üşüyen ellerim.

Ben ki, özgür, başıboş yürürken böyle,

Sorma bana! Neler geçmedi içimden, neler!

Rehberim sedeften ki adı Luna, çoraplarımın her birinde

Koca bir delik. Geçmişin altında gezerek,

Dizeler karalıyordum, sayıp heceleri tek tek.

Ben kırların Parmak Çocuğu, düşler içinde…

Okumaya devam et “Luna”

Bitmez…Ölmez…

2002

‘‘Hüzünle çıkmıştım yola. Bir umuttu belki bendeki belki de bir istekti bana ait.

İnancım bana ağır geliyor beni sıkıyordu belki hayali belki de ruhi bir beyit.

Lakin yine yanılmış yine şaşırmıştım. Sonunda olmaz olmuş aşkı bulmuştum saf ve duru.

Artık anlamıştım gerçeği. Sondaki başlangıcı görmüş, huzuru bulmuştum. Hatırlamıyordum ne bir anı ne de bir soru.

Loş bir ışık içinde geçirdiğim ömrüm özünde aydınlanıp kutsallığı bulmuştu. Parlıyordun aynı bir yıldız gibi, sonra oldun bir ateş koru.’’

© U. U.

error: